Kayıtlar

Mart, 2024 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

DPDR

Resim
  Depersonilizasyon - derealizasyon bozukluğu, kişinin tekrar eden biçimde depersonalize ya da derealize hissetmesi durumudur. Peki nedir bu depersonilizasyon ve derealizasyon? Basitçe ele alacak olursak depersonilizasyon kişinin kendine yabancılaşması, derealizasyon çevreye yabancılaşmasıdır.  Yapılan bir deneyde depersonalize ve derealize olma eğilimli bireyler toplanıp bir simülasyona tabi tutulur. Deneyde önce kişinin karşısındakine, sonra kendine bir iğne batırılma hissi verilir. Kişi bir gerilim yaşayınca kalp ritminde hızlanma meydana gelir. Deneye göre depersonalize kişiler kendilerine batırılan iğneden etkilenmezken diğerlerine batırılan iğne kalp ritminde hızlanmaya sebep olur. Derealize kişilerde ise durum tam tersidir. Bu deney derealizasyon ve depersonilizasyon arasındaki farkı açıklamak için güzel bir örnek oluşturur.  DPDR altında yatan sonuçlar kesinleşmemiş olsa da yapılan bir araştırmaya göre altta yatan travmalar sebep olarak gösterilebilir. Kişi geçmişte yaşadığı bü

sönmüş anılar mezarlığı ve yakacaklarım

  Kör Görmeyi öğrendiğin zaman bakmana izin vereceğim. Her bir yıldızda bir parçan var İzledikçe sana ulaşıyorum Yıldızları toplayıp kalbime gömüyorum Kalbimi gömüyorum Kırık taşlı sarı yollar dökülüyor önüme Uzanıyor, mutluluğa götürüyor masumiyeti Yanımda kırk yıllık yabancılar Kirleniyor kırık taşlı sarı yollar Benim soluk ruhlu masumiyetim hiç gecmedi bu kırık taslı sarı yollardan Mor salkımlar arasına hapsoldum Kırk yıllık yabancılar soldurdu çiçeklerimi Ama bazen tomurcuklar baş gösteriyor Uzaktan, çok uzaktan bir yabancı geliyor Tutuyor elimi Kırık taşlı sarı yollarda gezdiriyor Kırk yıllık dost oluyor soluk ruhlu masumiyetime Acı veren bütün kelimeleri yakacağım Düşüncelerimi yakacağım, onlar beni yakmadan önce. Artık düşünmek istemiyorum. Genişçe bir havuzda yüzüyorum, birazdan kırmızıya boyanacak olan. Sessizliği dinliyorum Sayın Hiçkimse, beni kırmızıdan kurtar ve Sayın Herkes, sana acıyı miras bırakacağım Hiçliğin kokusu içinde çok şey saklıyor Biraz paranoya Çürük dişler v

sylvia plath

Resim
  Sylvia Plath, 27 Ekim 1932' de göçmen bir ailenin çocuğu olarak dünyaya gelmiştir. Babası üniversitede profesör Otto Plath, babasından 21 yaş küçük annesi Aurelia Schober'dır.  Plath'in hayatı boyunca yakasında olacak birincilik takıntısı ve yetersizlik hissi belki de babasının otoriterliği ile başlamıştır. Babası, Plath henüz 8 yaşındayken kendi kendine kanser teşhisi koyup bunun sonucu depresyona girmiştir. Kanser sandığı diyabet ilerleyip Otto Plath'in eceli olmuştur. Çocukluğu boyunca amacı babasının gözüne girmek olan Plath'i bu ölüm derinden sarsmıştır.  "Babacığım, öldürmeliyim seni Oysa öldün sen, ben daha zaman bulamadan seni- " Babasının tohumlarını ektiği başarı takıntısının meyvelerini annesi sayesinde (yüzünden) vermiş, hayatı boyunca bu takıntılar peşini bırakmamıştır.  Plath'in bu takıntısı onu içten içe tüketiyor, günden güne ödüller kazanmaya devam etse de asla yeterli hissedememiştir.  Aldığı bir birincilik sonrası, başka bir bakış

önemli fikirler ve önemsiz düşüncelerim

Resim
 "Eğer kıyaslamak, yaşamaktan ayrılmaz olsaydı; mevcudiyetimizin ufaklığının açığa çıkması bizi ezerdi." Belki de yaptığım en büyük yanlışlardan biri, kıyaslamakla yaşamayı bir bütün haline getirmektir. İnsan kendinin eşi benzeri bulunmaz olmadığının, hatta çok basit bir varlık olduğunun farkına vardıkça ezilir. Hele ki konu insanın kendisi olunca özsaygısı az olan kişiler kıyaslama konusunda çok ileri gidebilir.  Ortalama olmak istemiyorum. Yaptığı işte birinci olmadığı halde o işten zevk alabilenlerin nasıl bu kadar umursamaz olduklarını merak ediyorum. Belki doğru olanı budur ancak hırslarım ve kendimi karşılaştırma alışkanlığım buna inanmama izin vermiyor. "İnsan özgür doğar oysa her yerde zincire vurulmuş olarak yaşar." İnsanın doğumundan sonra gerçekleşen birtakım olaylar silsilesi -gerek özel hayatta yaşanan gerekse düzenin dayatması- insanın özgürlüğünü elinden alır. Düşüncelerin sadece kendine kaldığı bir ortamda özgürlük söz konusu olamaz. Yaş aldıkça alın

C₁₀H₁₅N

Resim
Evdeki bütün çakmaklar gitmiş. Odamın ampulü nerede? Evde yemek yok. İğrenç bir ses var, insanlık dışı bir ses. Babamın dişleri neden çürüyor? Metamfetamin, met, metin amca, kristal, buz... C₁₀H₁₅N formüllü, kokainden üç kat etkili sentetik uyuşturucu. Hafızada kopukluk, halüsinasyon, aşırı tepkiler, depresyon, iştahta azalma, dişlerde çürüme gibi sayamadığım bir çok etkisi var. Yakarak, burundan çekerek, kana karıştırılarak kullanılabilir.  EVDEKİ AMPULLER NEREYE GİDİYOR BABA. İzliyorum seni, sırrını biliyorum. Herkes yavaş yavaş öğreniyor. Ben annem kadar aptal değilim, ben seni affetmiyorum. Ben sana inanmıyorum. Hiçbir zaman iyi bir baba olamadın ama seni bekledim. Bir kere elini kaldırmadın, kaçtın sadece. Lütfen artık uzak dur benden. Sesinden korkuyorum. İçtiğini sesinden anlıyorum biliyor musun? İğrenç, tehtitkar, bir gram sevgi kalmamış. Son kez zarar vermeden uzaklaş. Ne bileyim; beni arayıp arabayla aşağı uçucam deme, çatıya çıkınca kablodan yaptığın o güzel ipin karşılaması