sönmüş anılar mezarlığı ve yakacaklarım

 


Kör

Görmeyi öğrendiğin zaman bakmana izin vereceğim.



Her bir yıldızda bir parçan var

İzledikçe sana ulaşıyorum

Yıldızları toplayıp kalbime gömüyorum

Kalbimi gömüyorum



Kırık taşlı sarı yollar dökülüyor önüme

Uzanıyor, mutluluğa götürüyor masumiyeti

Yanımda kırk yıllık yabancılar

Kirleniyor kırık taşlı sarı yollar


Benim soluk ruhlu masumiyetim

hiç gecmedi bu kırık taslı sarı yollardan

Mor salkımlar arasına hapsoldum

Kırk yıllık yabancılar soldurdu çiçeklerimi


Ama bazen tomurcuklar baş gösteriyor

Uzaktan, çok uzaktan bir yabancı geliyor

Tutuyor elimi

Kırık taşlı sarı yollarda gezdiriyor

Kırk yıllık dost oluyor soluk ruhlu masumiyetime



Acı veren bütün kelimeleri yakacağım

Düşüncelerimi yakacağım,

onlar beni yakmadan önce.



Artık düşünmek istemiyorum.

Genişçe bir havuzda yüzüyorum,

birazdan kırmızıya boyanacak olan.

Sessizliği dinliyorum

Sayın Hiçkimse, beni kırmızıdan kurtar

ve Sayın Herkes, sana acıyı miras bırakacağım



Hiçliğin kokusu içinde çok şey saklıyor

Biraz paranoya

Çürük dişler ve odamdaki ampul

Hiçliğin kokusu babamı saklıyor

Hiçliğin kokusunu ve içinde sakladıklarını sevmiyorum.



Yıldızları gözyaşlarımla söndürüyorum,

Artık parlamıyorlar.

Denize düşüşlerini izliyorum,

Bir sönmüş anılar mezarlığı bu zehirli sular

İnsanı içine çekiyorlar.

Yıldızlar geri gelmez mi hiç?



Ben yalancı bir güneşim 

Bu ışık gerçek değil, bir gösteri,

Bu ışık bir yalvarış.

Beni tüket

Gerçek ışığı ortaya çıkar

Hepsi senin olsun

Tenin tenimde yankılandığı zaman,

işte o zaman gerçek bir güneş olacağım.

Belki biraz cılız,

Varlığımın son demleriyle seni ısıtacağım.



Aynalar birer birer patlıyor

Kırıkları zihnimde

Kimdi bu aynadaki yansıma?

Önemi yok

Zaten artık paramparça.



Düşüncelerimden bir ip örüyorum,

Kolye yapacağım.



Kendimi kendime kapatsam acılar azalır mı? 

Kendi kendimi kapatsam?

Sesler gitmeyecek

Acı azalmayacak, acı benim.



Sessiz bir ağlayış duyuyorum,

ve ıslak bir kahkaha

Kırmızıya boğulmuş kadın tanrıyı alaya alıyor.

Bir ağlayış duyuyorum 

Yavaşça bir haykırmaya dönüşüyor,

bir yalvarış.

"Kırmızının diyarına gitmek istiyorum"

Kırmızı kadının bileklerinde





Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

uyuşmuşluk?

"İntihar öyle edilmez, böyle edilir baba. "

Müziğe Armağanlar: Hayko Cepkin