bölünüyorum
"Geriye kalan tek şey belli belirsiz hatıralar sadece. Hayır, hatıraya da güvenilmez."
Gidecek bir yalnızlığım bile yok. Ne insanlara selam verip dostlarıyla sohbete tutulabilenlerden olabildim ne de etrafında kimse olmayan gerçek yalnızlardan. Beni kemirip bitiren bir şey var içimde. Ne kendimi dizginleyip insanları tamamıyla çıkarabiliyorum ne de sağlıklı bir ilişki kurabiliyorum onlarla. Yaklaşamam, yaklaşmamalıyım, yaklaşamıyorum; onlara, insanlara. Yalnız kalıp gelen kimsesiz acıdan zevk duyacağım.Mutluluk değil! Kendi kendimi yiyip bitireceğim çünkü ben bunu hakediyorum. Zihnimin içi ikiye ayrılmış durumda. (Dallanıp budaklanan düşünceleri saymazsak.) Biri eziliyor, diğeri bundan zevk alıyor. Zafer acımasızlığındır!
Artık beni üzecek dış etkenlere ihtiyacım yok. Öğrendim, kendim yapabiliyorum. Acıyı vücuduma bölüştürüyorum. Kalbimi kırıyorum. Kanadıkça düşünüyor, düşündükçe kanatıyorum. Bazılarını kendim yarattığım anıları kırık bir cam parçasıymışcasına batırıyorum kalbime. Kesiyor, kanatıyor, döküyor, dağıtıyorum. Bir oyun oynuyorum. Bazı düşünceler yok oluyor, bazıları egemenliğini ilan ediyor. Bir medeniyetin kalıntıları var içimde. Bu savaşın mağdurları, zalimleri artıyor. Gitgide kalabalıklaşıyorlar. Onlar çoğaldıkça ben azalıyorum. Çok yalnız bir kalabalık, çok kalabalık bir yalnız oluyorum.
Yorumlar
Yorum Gönder