Kayıtlar

Ocak, 2024 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

"İntihar öyle edilmez, böyle edilir baba. "

Resim
 Ümit Yaşar Oğuzcan; 24 kez intihar girişiminde bulunmuş, Türk edebiyatının melankolik şairi. Bir oğlu vardı, Vedat. Babasının bu hallerinden etkilenmiş, bunalımlarını miras almıştı. 6 Haziran 1973, Vedat son kez çıktı evinden. Daha on yediydi, Galata Kulesi'nin tepesinden bıraktı kendini. Bir not çıktı Vedat'ın cebinden:  "İntihar öyle edilmez, böyle edilir baba..." Galata Kulesi 6 Haziran 1973 Pırıl pırıl bir yaz günüydü Aydınlıktı, güzeldi dünya Bir adam düştü o gün Galata Kulesi’nden Kendini bir anda bıraktı boşluğa Ömrünün baharında Bütün umutlarıyla birlikte Paramparça oldu Bir adam benim oğlumdu... Gencecikti Vedat Işıl ışıldı gözleri İçi Bütün insanlar için sevgiyle doluydu Çıktı apansız o dönülmez yolculuğa Kendini bir anda bıraktı boşluğa Söndü güneş, karardı yeryüzü bütün Zaman durdu Bir adam düştü Galata Kulesi’nden Bu adam benim oğlumdu “Açarken ufkunda güller alevden” Çıktı, her günkü gibi gülerek evden Kimseye belli etmedi içindeki yangını Yürüdü, kendi

beklemek

 Belki de dünyanın en kötü hislerinden birisi, umutsuzca beklemek. Belki gelir diye kapının önünde babayı beklemek; benim için küçüklüğün masumluğundan kalan tek duygu bu kalp kırıklığı. Bu his içimde büyümeye devam etti, artık bir takıntı haline geldi. Bir amaç uğruna beklediğim her saniye içimi kemiriyor. Bekletilmek değersiz hissettiriyor. Çocukluğun masumluğunu istiyorum derken kast ettiğim şey bu değildi. 

izole hisler

Şu günlerde kendimle çok iyi anlaşıyorum. Karşılıklı oturup dışarıdaki insanların pisliğini konuşuyoruz. Varlıklarından tiksindiğim kişiler var. Sahte ilişkiler. Herkes çok sahte, ben de çok sahteyim. Birbirleriyle konuşuyorlar, belki eğleniyorlar. Yalnızım ama halimden çok memnunum. Kabuğuma çekildim, dünyanın dönüşünü izliyorum. Belki de kurtarılması gereken bir ruh hastasıyımdır.  Sahte oyunlarınıza ihtiyacım yok Kendi oyunumu kendim kurarım Tek başıma düşünürüm Tek başıma oturur, tek başıma yerim Tek başıma ağlarım mesela Siz beni göremezsiniz Çürümüş dostluğunuz içimi tırmalar Ben ağlarım Karşımdaki duvar ağlar Siz beni anlamazsınız Yanımda bulunmaktan öteye geçmez varlığınız Varlığınıza ihtiyacım yok. 

uyuşmuşluk?

 Yapmam gereken çok fazla şey var, yapmak istediğim çok fazla şey var. Önümde zihnimden başka engel yok. Her geçen gün sözler vermeye devam ediyorum. Yapmak için heveslendiğim şeyler var. Hayata dokunmak istiyorum. Yazmak, okumak, izlemek, belki sosyalleşmek istiyorum. Hepsini yapabilirim. Zihnimi bağlayan ipleri çözebilseydim çok yükseklerde olabilirdim. Üşengeçlik kadar basit bir durum değil, bazı anlar oluyor ki parmağımı kıpırdatıcak iradeyi bulamıyorum kendimde. Uyuşmuşluk? Bilmiyorum. Bir potansiyel ziyanıyım. Harcanıp gittiğimi hissediyorum. Bazen üzülüyorum, gurur duyulacak biri olmayı istiyorum. Kendi zihnime hapsolmuş gibiyim. Vücudum bu işi kendi kendine yapmasa nefes alabilir miydim şüpheli. Her şey biraz yankılı.  Kaptan Kadavra - Ruh ve Sinir Uyanmam gerek. 

Müziğe Armağanlar: Hayko Cepkin

Resim
  Türk Rock müziğinin önemli sesi, şahsen de çok saygı duyduğum bir müzisyendir kendisi. Hayatında pek çok zorluklara göğüs germekle kalmayıp bu zorlukları bir engel olmaktan çıkarıp ilerisi için bir adım haline getirebilmiştir. Şu yıllarımızda rol model alabileceğimiz güçlü kişiliklerden biridir. Fiziksel farklılıkları, etnik kökeni, yaptığı müzik çerçevesinde kariyerinin; belki de hayatının başından bu yana her zaman ötekileştirilmeye çalışılmıştır. Türkiye'de belki de en iyi sahne şovlarını onda görürüz. Gençlik yıllarından gelen tiyatro merakını mimik ve jestleriyle sahnesine taşımıştır diyebiliriz. Bildiğim kadarıyla müzikallerde de ismini görürüz. Gerek bu etkileyici sahne performansları, gerek müziğinin kalitesiyle Türk müziğine sunulmuş bir armağan gibidir. Şarkılarında verdiği toplumsal mesajlar da gözden kaçmamalıdır. Şu yıllarda dahi önüne geçilemeyen küçük yaşta evlendirilen kızlarımıza ithafen her konserinde seslendirdiği bir şarkısı vardır: Gelin Olmuş "Söyle der